Hakkımızda

Geçit Hakkı Davası
Eki 04, 2025

Geçit hakkı davası makalemizde “Geçit hakkı nedir, nasıl kurulur, bedeli nasıl belirlenir, dava süreci nasıl işler, Yargıtay bu konuda nasıl kararlar vermektedir” sorularının tamamını  ve Yargıtay kararları ışığında dikkat edilmesi gereken tüm hukuki detayları ele alacağız.

Geçit Hakkı Nedir?

​Geçit hakkı, en basit tanımıyla, yola çıkmak için yolu bulunmayan taşınmaz için komşu taşınmazlar üzerinden geçiş yolu talep etmesidir. hakkıdır.  Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 747. maddesinde “Zorunlu Geçit” başlığı altında:

Geçit Hakkı Davası
Geçit Hakkı Davası

“Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir.

Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun olan komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır.

Zorunlu geçit iki tarafın menfaatleri gözetilerek belirlenir.”

​Kanunda da zikredildiği üzere, geçit hakkı davası şartları sağlandığı takdirde açılacak bir dava türüdür. Geçit hakkı, talep eden için bir zorunluluk teşkil ederken, aleyhine hak tesis edilen komşu için en az zararı verecek şekilde ve tam bir bedel karşılığında kurulur. Uygulamada bu hakka “zorunlu geçit hakkı” veya halk arasında “yol hakkı” da denilmektedir.

​Geçit hakkı, bir irtifak hakkı niteliğindedir. Yani, bir taşınmaz (yükümlü taşınmaz) lehine, diğer bir taşınmaz (yararlanan taşınmaz) üzerinde kurulan ve yararlanan taşınmaz malikine belirli bir kullanma yetkisi veren ayni bir haktır. Bu hakkın en önemli özelliği, tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte eşyaya bağlı bir nitelik kazanmasıdır. Yani, taşınmazlar satılsa veya başka birine devredilse dahi bu hak varlığını sürdürür. Dolayısıyla geçit hakkına karar verilen taşınmaz satılarak el değiştirse dahi yeni malike karşı da ileri sürülebilecektir.

Geçit Hakkının Amacı Nedir?

Geçit hakkı davasının amacı kısaca yolu olmayan yani yol ile bağlantısı olmayan tarla gibi taşınmazlar için yola bağlantı kurulması yani yol verilmesini amaçlamaktadır. Bir arazinin, tarlanın, arsanın veya üzerindeki yapının yola bağlantısı olmaması, o mülkün değerini neredeyse sıfırlar ve ondan beklenen faydanın (tarım, inşaat, ikamet vb.) elde edilmesini imkânsız kılar.

Bu hakkın amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Ekonomik Değeri Koruma: Taşınmazların ekonomik bir değer olarak kalmasını ve tarım, sanayi, konut gibi alanlarda verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak.
  2. Mülkiyet Hakkını İşlevsel Kılma: Mülkiyet hakkının sadece kâğıt üzerinde kalmasını önleyerek, malikin mülkünü fiilen kullanma, ondan yararlanma ve üzerinde tasarrufta bulunma yetkilerini işlevsel hale getirmek.
  3. Sosyal Barışı Sağlama: Komşular arasında yol sebebiyle yaşanabilecek fiili anlaşmazlıkların ve “hakkın kendi gücüyle alınması” gibi durumların önüne geçerek, sorunu hukuki bir zeminde, adil bir çözüme kavuşturmak.
  4. Kamu Düzenini ve İmar Planlamasını Destekleme: Taşınmazların düzenli bir şekilde ulaşım ağına bağlanmasını teşvik ederek, dolaylı yoldan imar ve şehir planlaması ilkelerine de hizmet etmek.

Özetle, geçit hakkı, bireysel mülkiyet hakkı ile komşuluk hukuku ve kamu yararı arasında hassas bir denge kurmayı amaçlar.

Geçit Hakkı Davası Ne Kadar Sürer?

Geçit hakkı davası ne kadar sürer sorusu başta davacılar olmak üzere pek çok kişi tarafından sorulmaktadır. Bu sorunun kesin bir cevabı bulunmamaktadır. Nitekim dava dilekçesi ile birlikte taraflara tebligat çıkartılacak, yapılacak duruşma ile keşif kararı belirlenecek, keşif ile geçit bedeli bilirkişi raporu ile belirlenecek ve bu bedel davacı tarafından mahkemeye yatırılarak karar verilecektir.

Geçit hakkı davaları, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür ve yargılama süreci çeşitli aşamaları içerir. Bu süreyi etkileyen başlıca faktörler şunlardır:

  • Mahkemenin İş Yoğunluğu: Davanın açıldığı yerdeki mahkemenin iş yükü, duruşma tarihlerinin aralığını doğrudan etkiler.
  • Keşif ve Bilirkişi Süreci: Bu davaların en kritik aşaması, mahkeme heyeti, taraf avukatları ve uzman bilirkişilerin (kadastro, ziraat, harita mühendisi vb.) katılımıyla taşınmazların yerinde incelendiği “keşif” işlemidir. Keşif gününün belirlenmesi, bilirkişilerin raporlarını hazırlama ve mahkemeye sunma süreleri yargılamanın süresini belirleyen en önemli faktördür. Yine geçit hakkı davası bilirkişi raporuna itiraz edilmesi ve haklı görülmesi halinde dosya tekrardan bilirkişiye görevlendirilecektir.
  • Tebligat Süreçleri: Dava dilekçesi, bilirkişi raporları ve diğer evrakların taraflara ve ilgili kurumlara tebliğ edilmesi zaman alabilir. Özellikle tebliğe elverişli adresin bulunmaması veya tarafın yurt dışında ikamet etmesi halinde tebligat süresi uzayacaktır.
  • Tarafların Tutumu: Tarafların delilleri zamanında sunması, duruşmalara katılımı veya süreci uzatmaya yönelik itirazları da yargılama süresini etkileyebilir.
  • İstinaf ve Temyiz Aşamaları: Yerel mahkemenin kararından sonra taraflardan birinin kararı bir üst mahkemeye (Bölge Adliye Mahkemesi – İstinaf) veya Yargıtay’a taşıması durumunda süreç uzayacaktır.

Bu faktörler göz önüne alındığında, bir geçit hakkı davasının yerel mahkeme aşamasının ortalama 1.5 ila 2.5 yıl arasında sürebileceği söylenebilir. İstinaf ve temyiz süreçleriyle birlikte bu süre 3-4 yılı bulabilmektedir.

Geçit Hakkı Davası Süreç Özeti Tablosu

Aşağıdaki tablo, geçit hakkı davasının temel unsurlarını, taraflarını ve hukuki sürecini özetlemektedir. Bu tablo, davanın genel çerçevesini hızlıca anlamak isteyenler için bir yol haritası niteliğindedir.

Hukuki UnsurAçıklama
Davanın AdıGeçit Hakkı Tesis Davası (Zorunlu Geçit Davası)
Yasal Dayanak4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, Madde 747
DavacıGenel yola çıkmak için yeterli ve elverişli bir geçidi bulunmayan taşınmazın maliki.
DavalıKendisinden geçit istenen komşu parselin maliki veya malikleri. (En uygun ve en az zarar görecek komşu.)
Temel SebepTaşınmazın genel yola bağlantısının olmaması (mutlak veya nispi yoksunluk).
Aranan Şartlar1. Zorunluluk: Geçit ihtiyacı kişisel bir keyfiyet değil, objektif bir zorunluluk olmalıdır. 2. Fedakarlığın Denkleştirilmesi: Belirlenecek yol, komşu araziye en az zararı vermelidir. 3. Tam Bedel Ödeme: Geçit kurulacak arazinin değeri ve komşunun uğrayacağı zarar tam olarak ödenmelidir.
Görevli MahkemeAsliye Hukuk Mahkemesi
Yetkili MahkemeTaşınmazın bulunduğu yer mahkemesi (Kesin yetkidir, değiştirilemez).
Yargılamanın Kilit AşamasıKeşif ve Bilirkişi İncelemesi: Mahkeme heyeti ve uzman bilirkişilerin (kadastro, ziraat mühendisi vb.) arazide yaptıkları inceleme ile en uygun güzergah ve bedel belirlenir.
Davanın SonucuŞartların ispatlanması halinde, belirlenen güzergah üzerinden, hükmedilen bedelin davalıya ödenmesi koşuluyla geçit hakkı tesisine ve bu hakkın tapu siciline tesciline karar verilir.
Hakkın NiteliğiEşyaya bağlı bir irtifak hakkıdır. Taşınmaz satılsa bile yeni malik bu hakka sahip olur veya bu hakka katlanmak zorunda kalır.
SüreOrtalama 1.5 – 2.5 yıl (Yerel mahkeme aşaması). İstinaf/Temyiz süreçleri bu süreyi uzatabilir.

Geçit Hakkı Davasında Bilirkişi Raporu

Geçit hakkı davasında en önemli hususlardan birisi de taşınmaz üzerinde ve etrafında keşif yapılması ile hazırlanacak olan geçit hakkı bilirkişi raporudur. Geçit hakkı davası, teknik boyutu ağır basan ve hâkimin hukuki bilgisinin yanı sıra fen ve ziraat gibi alanlarda uzmanlık gerektiren bir dava türüdür. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, eksik veya yetersiz bir bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararlar, bozma sebebidir. Bu nedenle, bilirkişi incelemesi ve raporu, davanın en kritik aşamasıdır.

Geçit Hakkı Davası Bilirkişi Raporu
Geçit Hakkı Davası Bilirkişi Raporu

Geçit Hakkı Bilirkişi Raporunda Neler Araştırılır ?

Usulüne uygun ve eksiksiz bir bilirkişi raporu, mahkemenin karar vermesi için gerekli tüm teknik verileri içermelidir. Raporun mutlaka cevaplaması gereken temel sorular şunlardır:

  • Geçit İhtiyacı Zorunlu mu? Davacının taşınmazının genel yola çıkışı gerçekten yok mudur veya mevcut yollar fiilen kullanılamaz durumda mıdır? Rapor, bu objektif zorunluluğu net bir şekilde teyit etmelidir.
  • Alternatif Güzergahlar Nelerdir? Bilirkişiler, sadece davacının veya davalının önerdiği yolları değil, akla gelebilecek tüm makul ve olası geçit güzergahlarını incelemelidir. Bu alternatifleri krokilerle ve gerekçeleriyle rapora eklemelidirler.
  • En Uygun Güzergah Hangisidir? Rapor, “fedakarlığın denkleştirilmesi” ilkesi uyarınca, incelenen alternatifler arasından hangisinin;
    • En kısa,
    • Ekonomik olarak en az masraflı,
    • Ve en önemlisi, davalı komşunun arazisine en az zararı veren yol olduğunu gerekçeleriyle açıklamalıdır.
  • Geçit Bedeli Ne Kadardır? Belirlenen en uygun güzergah için davacının davalıya ödemesi gereken bedel, tüm detaylarıyla (arazi değeri, değer kaybı tazminatı vb.) hesaplanarak raporda belirtilmelidir.

Geçit Hakkı Bilirkişi Raporuna İtiraz Süreci

Bilirkişi raporu mahkemeye sunulduktan sonra taraflara tebliğ edilir. Tarafların, tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde rapora karşı beyanlarını ve itirazlarını sunma hakkı vardır. Raporda bir hata, eksiklik veya çelişki olduğunu düşünülüyorsa, bu süre içinde gerekçeli bir itiraz dilekçesi sunulmalıdır. Haklı görülen itirazlar üzerine mahkeme, aynı bilirkişi heyetinden ek rapor isteyebilir veya gerekirse yeni bir bilirkişi heyeti atayarak yeniden inceleme yapılmasına karar verebilir.

Geçit Hakkı Davası Şartları

Geçit hakkı davası şartları oluşması davanın kabulü için önem arz etmektedir. Bu şartlar, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile şekillenmiştir. Davanın kabulü için aranan temel koşullar şunlardır:

  1. Mutlak Geçit Yokluğu veya Yetersizliği: Davacının taşınmazının genel yola hiçbir şekilde bağlantısının olmaması gerekir. Bu, mutlak bir zorunluluktur. Eğer mevcut bir yol var ancak bu yol aşırı masraflı, çok dolambaçlı veya mevsimsel olarak kullanılamaz durumda ise, bu durum da “yetersiz geçit” olarak kabul edilebilir ve dava açılabilir. Ancak kişisel tercihler veya daha konforlu bir yol istemek dava açmak için yeterli bir sebep değildir.
  2. Objektif Zorunluluk: Geçit ihtiyacı, davacının kişisel ihtiyaçlarından değil, taşınmazın niteliğinden ve konumundan kaynaklanan objektif bir zorunluluk olmalıdır. Örneğin, tarımsal faaliyet yapılan bir tarlaya traktörün girememesi objektif bir zorunluluktur.
  3. Fedakarlığın Denkleştirilmesi İlkesi: Geçit hakkı kurulurken, hem davacının menfaati hem de aleyhine hak kurulacak komşunun menfaati gözetilir. Buna “fedakarlığın denkleştirilmesi” ilkesi denir. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda en uygun, en kısa ve komşu taşınmaza en az zarar veren güzergâhı belirlemek zorundadır. Tarımsal bütünlüğü bozmayacak, mevcut yapıları yıkmayacak veya arazinin değerini önemli ölçüde düşürmeyecek bir alternatif varken, daha zararlı bir seçenek tercih edilemez.
  4. Bedelin Ödenmesi: Geçit hakkı bedelsiz bir hak değildir. Davacı, geçit olarak kullanılacak arazinin bedelini ve komşunun bu sebeple uğrayacağı diğer zararları (örneğin, arazinin geri kalan kısmındaki değer düşüklüğü) peşin olarak ödemekle yükümlüdür. Bu bedel, bilirkişiler tarafından belirlenir ve mahkeme tarafından hükmedilir. Bedel ödenmeden geçit hakkı tapuya tescil edilemez.

Uygulama Notu: Özellikle taşınmazların miras veya satış yoluyla bölünmesi (ifraz) sonucu yola bağlantısı kalmayan parseller oluştuğunda geçit hakkı davaları sıkça gündeme gelir. Bu durumda, geçit hakkı talebi öncelikle, bölünme sonucu bu duruma sebep olan diğer parsel maliklerine yöneltilmelidir.

Geçit Hakkı Davası Özet
Geçit Hakkı Davası Özet

Geçit Hakkı Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Geçit hakkı davası açmak, kanunla tanınmış bir hakkı kullanmak olsa da, sürecin kendisi dikkatli bir strateji ve öngörü gerektirir. Davanın lehinize sonuçlanması ve hak kaybı yaşanmaması için hem dava öncesinde hem de dava sırasında göz önünde bulundurulması gereken kritik noktalar bulunmaktadır. Bir avukatın tecrübesiyle, bu süreçte dikkat etmeniz gereken en önemli hususları aşağıda sıraladık:

1. Dava Açılmadan Önce Arabuluculuk Aşaması: Geçit hakkı davası açmadan önce zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapılması gerekmektedir. Yine arabuluculuk aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmalıdır. Arabuluculuk aşamasında taraflar anlaşamaması halinde dava açılabilir. Arabuluculuk aşamasında anlaşma ile kurulacak bir irtifak hakkı, dava sürecinin getireceği zaman kaybı, masraflar ve komşuluk ilişkilerinde yaşanacak gerginlikten sizi kurtarabilir.

2. Doğru Hasım: Davanın Kime Yöneltileceği Hayati Önem Taşır Geçit hakkı davası, rastgele herhangi bir komşuya karşı açılamaz. Kanun (TMK m. 747), bu konuda bir öncelik sırası belirlemiştir. Talep, öncelikle “önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun olan komşuya” yöneltilmelidir. Bu, özellikle bir arazinin bölünmesi (ifraz) sonucu yolsuz kalan parseller için geçerlidir. Eğer böyle bir durum yoksa, dava “kendisine en az zarar verilecek” komşuya karşı açılmalıdır. Yanlış hasıma (davalıya) dava açmak, davanızın reddedilmesine neden olabilir.

3. Bedel Faktörü: Finansal Hazırlık Yapılmalıdır En sık düşülen yanılgılardan biri, geçit hakkının bedelsiz olarak alınabileceğinin düşünülmesidir. Oysa kanun, bu hakkın “tam bir bedel karşılığında” tanınacağını açıkça belirtir. Dava masraflarına ek olarak, bilirkişilerin belirleyeceği geçit bedelini (arazi değeri ve değer kaybı) ödemeye mali olarak hazır olmalısınız. Bedel mahkeme veznesine depo edilmeden, hakkın tapuya tescili mümkün değildir.

4. İspat Yükü Davacıdadır: Zorunluluğu Somut Delillerle Kanıtlayın Mahkemede sadece “yolum yok” demek yeterli değildir. Geçit ihtiyacınızın keyfi veya daha konforlu bir yol arayışından değil, taşınmazın kullanımı için objektif bir zorunluluktan kaynaklandığını ispatlama yükü size aittir. Kadastral paftalar, fotoğraflar, tanık beyanları ve özellikle keşif sırasındaki bilirkişi incelemesi, bu zorunluluğu kanıtlamanın en önemli araçlarıdır.

5. Talepte Ölçülü Olun: Fedakarlığın Denkleştirilmesini Gözetin Dava açarken talep edeceğiniz geçidin genişliği ve güzergahı makul olmalıdır. Örneğin, sadece yaya geçişi için yeterli bir alana ihtiyacınız varken 10 metrelik bir kamyon yolu talep etmek, “fedakarlığın denkleştirilmesi” ilkesine aykırı olabilir ve talebinizin reddedilmesine veya kısıtlanmasına yol açabilir. İhtiyacınız ne ise, talep de onunla sınırlı ve ölçülü olmalıdır.

6. Kararın Tescili: Davayı Kazanmak Tek Başına Yeterli Değildir Mahkemeden lehinize bir karar almanız, sürecin bittiği anlamına gelmez. Geçit hakkı, ayni bir hak olup güvencesini tapu sicilinden alır. Mahkemenin verdiği kesinleşmiş kararın ve ödenen bedele ilişkin makbuzun, bir avukat aracılığıyla ilgili tapu müdürlüğüne sunularak irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi zorunludur. Tescil işlemi yapılmadığı sürece, alınan karar üçüncü kişilere (örneğin arazinin yeni alıcılarına) karşı ileri sürülemez.

Geçit Hakkı Nasıl Kaldırılır

Geçit hakkı, tapuya tescil edildikten sonra sonsuza kadar devam edecek mutlak bir hak değildir. Hakkın kurulmasını sağlayan şartlar ortadan kalktığında, kaldırılması mümkündür. Eğer yararlanan taşınmazın (davacının mülkü) genel yola başka bir şekilde (örneğin, yeni bir kamu yolu yapılması, bitişik parselin satın alınması vb.) yeterli bir bağlantısı sağlanırsa, geçit hakkına olan ihtiyaç ortadan kalkar. Bu durumda, yükümlü taşınmazın maliki (davalı komşu), “geçit hakkının kaldırılması” davası açarak bu hakkın tapu sicilinden terkinini talep edebilir.

Yine eğer tarafların anlaşması halinde mahkeme kararına gerek kalmaksızın geçit hakkı kaldırılması için Tapu Müdürlüğüne başvuru yapabilir.

Geçit Hakkı Davası Hangi Mahkemede Açılır ?

Geçit hakkı davalarında görevli mahkeme, davanın değerine veya konusuna bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi‘dir.

Yetkili mahkeme ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca taşınmazın aynına ilişkin davalarda geçerli olan kesin yetki kuralı gereğince, taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Geçit Hakkı Kararına Uyulmazsa Ne Olur ?

Geçit hakkı davasının hukuki sonucu, şartları oluşmuşsa, davacının taşınmazı lehine ve davalı komşunun taşınmazı aleyhine bir geçit irtifakı kurulmasıdır. Bu karar, belirlenen bedelin davalıya ödenmesi şartıyla kesinleşir ve tapu siciline tescil edilir.

Peki, mahkemece tesis edilen veya anlaşmayla kurulan bir geçit hakkı engellenirse ne olur?

  • Hukuki Sonuçlar: Geçit hakkı sahibi, hakkının engellenmesi durumunda “saldırının önlenmesi (tecavüzün men’i)” davası açabilir. Ayrıca, engelleme nedeniyle bir zarara uğramışsa (örneğin, tarlasındaki mahsulü zamanında toplayamaması gibi) tazminat davası açma hakkı da doğar.
  • Cezai Sonuçlar: Tesis edilmiş bir geçit hakkını kasten kapatmak veya geçişi engellemek, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında “Hakkı olmayan yere tecavüz” (TCK m. 154) veya “Kişilerin huzur ve sükununu bozma” (TCK m. 123) gibi suçları oluşturabilir. Bu durumda, engellenen hak sahibi Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunarak cezai süreç başlatabilir.

Geçit Hakkı Davası Sıkça Sorulan Sorular

Tarladan yol hakkı nasıl alınır?

Eğer tarlanızın yola çıkışı yoksa, öncelikle komşu tarla malikleriyle anlaşma yoluna gitmeniz tavsiye edilir. Anlaşma sağlanamazsa, tarlanın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde “geçit hakkı davası” açarak mahkeme kararıyla yol hakkı talep edebilirsiniz.

Geçit hakkı engellenirse ne yapmalıyım?

Mahkeme kararıyla veya anlaşmayla kurulmuş bir geçit hakkınız engelleniyorsa, Engellemenin kaldırılması için “tecavüzün men’i” davası açabilir ve ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı’na Hakkı Olmayan Yere Tecavüz suçu oluşabilir.

Geçit hakkı tapuya işlenir mi?

Evet, geçit hakkı bir irtifak hakkı olduğu için mutlaka tapu sicilinin ilgili sütununa tescil edilmelidir. Mahkeme kararının kesinleşmesi ve bedelin ödenmesinin ardından, mahkemenin yazacağı müzekkere ile tapu müdürlüğünde tescil işlemi yapılır.

Geçit hakkı davasında arabuluculuk zorunlu mu?

Evet. Geçit hakkı davası açmadan önce arabulucuya başvuru yapılması yasal bir zorunluluktur. Arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açılması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilecektir.

Geçit hakkı davasında yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilir mi

Her ne kadar yargılama giderleri ve vekalet ücreti aleyhine karar verilen taraf üzerine yükletilir ise de geçit hakkı davasının niteliği gereği davanın kazanılması halinde davalı taraf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmez.

Sonuç

Geçit hakkı Davası başarısı, doğru komşuya karşı açılmasına, zorunluluk halinin ispatlanmasına ve en uygun güzergahın bilimsel verilerle (bilirkişi raporu) ortaya konulmasına bağlıdır. Sürecin karmaşıklığı, keşif ve bilirkişi incelemesi gibi teknik aşamaları içermesi ve komşuluk ilişkilerini doğrudan etkilemesi nedeniyle, davanın titizlikle yürütülmesi hak kayıplarını önlemek adına büyük önem taşımaktadır. Geçit Hakkı Davası makalemizin yanı sıra Gayrimenkul hukuku konulu diğer makalelerimizi okumayı unutmayın.

Geçit Hakkı Davası Yargıtay Kararları

Geçit hakkı davası ile ilgili olarak emsal Yargıtay Kararları davanın seyrini ve somut olaya göre çıkacak uyuşmazlıklarda yol gösterici olacaktır.

Somut olayda mahkemece, kadastro paftasına göre yol olmayan fiilen yol olduğu tespit edilen bölüme bağlanacak şekilde geçit hakkı tesis edilmiştir. Geçit hakkının zorunlu olarak genel kadastral yola bağlanarak tesisi gerekir. Yukarıda değinilen ilkelere göre mahkemece bilirkişi vasıtasıyla başka alternatifler araştırılarak geçit tesis edilmesinin mümkün olup olmadığı tespit edilmeli, geçit tesisinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde en uygun seçenekten geçit kurulması gerekirken, kadastro paftasına göre yol olmayan bölüme bağlanmak suretiyle geçit tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/1014 Esas ve 2018/5392 Karar sayılı ve 10.09.2018 Tarihli kararı

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır… özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır… Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir….” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4994 Esas ve 2017/6256 Karar sayılı ve 13.09.2017 Tarihli Kararı